İranlı müzisyen Mohsen Namjoo ya da bizim deyişimizle Muhsin Namcu 5 Ağustos Pazar günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda müzikseverlerin karşısına çıkacak.
Bu ilk gelişi değil, Şubat ayında ve daha önce de İstanbul’a gelmişti de yine geliyor işte. Hoşgelsin. İran’ın Bob Dylan’ı olarak da biliniyor kendisi. Müzikseverlerin karşısına çıkacak klişesine takıldım biraz da, neyse oldu, oldu.
Mohsen Namjoo 1976 doğumlu bir müzisyen ve kendisi şu anda İranlı yönetmen eşiyle beraber Amerika’da yaşıyor. Tahran Üniversitesi’nde eğitim gören ve 3.yılında atılan müzisyen ülkesinde, şarkılarında Kuran’ dan alıntı yaptığı gerekçesiyle yasaklı.
Sadi’den, Mevlana’dan ve esas olarak şiirden faydalanan Mohsen Namjoo, hüzünlü ve duygusal diye tanımlanabilecek ezgilere hakim. Acem Blues diye tanımlanan müziği sizi olduğunuz yerden uzaklara götürme konusunda iddialı ve içten. Sanki tüm acılardan bahsederken umudu da es geçmemek gibi, duraklayıp düşünmek gibi, dinlemek bana hep iyi geldi kendisini, keşke konserinde de orada olabilseydim. İstanbul Mohsen Namjoo’yu yalnız bırakmayacaktır. Protest naif diyorum kendisine ben, şu anda da aşağıda gördüğünüz yare jani dinleyerek yazıyorum bu satırları.
Sanırım en hareketli parçası da bu, youtube sağolsun. Ey Sareban var bir de en bilinen,en sevilenlerinden. Kırık dökük bir aşk hikayesi yine, İran şiirinin muazzam tınısı ve ezgileriyle zenginleştirilmiş , Mohsen Namjoo yorumuyla da zevkle dinlemek kalmış bizlere.
MOHSEN NAMJOO VEYA MUHSİN NAMCU
Mohsen Namjoo, müziğiyle tüm dünyada alkışlanırken ülkesinde tu kakadır. İran’ın Sanata ve Sanatçıya verdiği değer ülkemizi anımsatmaktadır. Sanat her zulme rağmen insan ırkı yaşadığı sürece var olacak ve acıdan çıkan tüm renkleri sanatçı aracılığıyla bizimle paylaşacaktır, bu hep böyle olmuştur, olmaya da devam edecektir. Durup dururken niye dellendi bu demeyin, olan biten her şey çok canımı acıtıyor sevgili genuinerabbit okuru, çivisi çıkmış dünya dedikleri bu olsa gerek. Ruhlarımızı müzikle, dansla, kitapla, aşkla besleyelim, gülümsemeyi unutmayalım, o bizim en güçlü silahımız. Gözyaşlarımızdan da utanmadan, hissederek, içtenlikle, sadece bakmayıp görerek, anlayarak yaşayalım dilerim.
Mohsen Namjoo Metallica’yı Beklerken (Radyo Dreams – 2016) ve Cenaze İçin Birkaç Kilo Hurma (2006) adlı iki filmde de oyuncu olarak da boy göstermiştir. Aç parantez bilgi iki nokta üst üste sinemalar.com dan aldım film isimlerini kapa parantez. En popüleri Cennetin Rengi olsa da birçok film ve belgeselde de müziğiyle katkılarda bulunmuştur.
Bir Farid Farjad kadar ağlak değildir Mohsen Namjoo. Yenilikçidir. Haykırır yer yer. Hüzünlü ama bu diyenlere sürpriz ataklar yapar, farklı harmanlar yaratır, farklı diyarlar sunar, eşlik ederiz biz de keyifle.
Bu arada, aramızda 5 Ağustos Mohsen Namjoo konserinde bulunacak olan varsa benim için de eğlensin, hem gülsün, hem duygulansın, bak ağlasın demedim, avuçları yansın alkışlamaktan.) Görüşürüz.
