ZUGZWANG NEDİR?

ZUGZWANG

Zugzwang zorunlu hamle anlamına gelen bir satranç terimidir. Kısacası bittiğinin resmidir. Mecburen o hamleyi yapacaksın veya öbürünü, sonuç fark etmeyecek, biliyorsun içten içe. Hamle sırası sendedir ve öldürücü darbeyi yapmak, göz göre göre hançeri kendine saplamaktır. Yaparsın hamleni sonunu göre göre. Zamanı uzatmak da çözüm değildir de biraz da böyle oyalanırsın. Satrançta genelde oyun sonlarında rastlanır. Hayatta ise her daim karşılaşılabilir bir durumdur. Öyle güzel bir kelimedir ki bir paragrafa sığmayan cümlelerle anlatılabilir. Zaten özellikle Alman edebiyatında çok rastlanır ve siyasette ve dahi bilimde kullanılır zugzwang. Kimi zaman umutsuzluk, ümidin bittiği nokta olarak kullanılır kimi zaman o fikir veya projenin işlevselliğini yitirdiği, tıkandığı noktalarda.

Zugzwang durumun adı ya, zugzwanga kalmak ya da zugzwanga düşmek olarak kullanılıyor. Satranç bilirim ama oynamam, anlıyorum ama konuşamıyorum gibi, şaka yaptım burada bak, dikkatini çekerim. Beni bilirsiniz başlamalarım iyidir, bitiremesem de, bak bu da şaka yani kısmen:) Zamana karşı yarışılan oyunlarda rakip tanımam bak onu söyleyeyim. Satrançta ise baktım hep yeniliyorum bu benim oyunum değil dedim, hayatta da öyleyim 8 hamle sonrasını hesaplayamam ben, üşenirim ikinci hamleden sonra amaaan nasılsa öleceğiz, en fazla da ölürüm zaten ne olabilir diye bodoslama, doğaçlama, iptidai bir şekilde hareket ederim. Tabi ki altyapıda sağlam etik değerlerim var kendimce, anladın zaten ey okur, ne diye uzatıyorsam şimdi yine kendi kendime kızdım bak. Bitmeyen cümleler birleşin!

zugzwang

işte bunlar hep zugzwang

ZUGZWANGA DÜŞTÜM

Zugzwangdayım diyebilir miyiz acaba, bak onu bilmiyorum. Yetkili bir merci yok mu burda:) Kendimi çok pis zugzwangda kalmış hissediyorum. Bence bu olur. Ol dedi ve oldu. Hani karar vermek durumundasın kritik bir noktada ama kal gelmiş sana, biliyorsun ki o kararı versen sonun gelecek, kendi korkun, karanlığın her neyse işte, çıkış yok, ümit yok. Anlatırken şiştim, anladın işte o zaman mesela, al sana zugzwanga düştün. Düşmedim deme şimdi nasıl yani hiç mi düşmedin? Bak yine şaka yaptım, bugün 1 Nisan diye oldum böyle galiba. Siteye yazı koymalıyım ne yazsam ki, ne yazsam olmuyor sanki, beğenmeyip atıyorum, sanırsın Dostoyevski:) Ben de dedim, yok arkadaş başlıyorum ama devam edemiyorum, kilitleniyorum, gözlerine ışık tutulmuş tavşan oluyorum, alıyor mu beni bir Eylemsizlik. Bunu kırmak için film seyrediyorum, okumaya çalışıyorum, bir bakıyorum orada yokum, peki neredeyim, bazen şurada bazen burada.

Zugzwang Almanca’nın bize kazandırdığı şahane bir kelimedir kanımca. 90’larda Dilin ne? derlerdi Almanca derdim utanıp sıkılarak kura çekilmişti ve İngilizce çıkmamıştı işte, ne kadar da şanssızdım:) Sonradan sevdim Almanca’yı. Bir tek şunu anlamadım, neden bütün dillerde ay dişidir de Almanlar der Moon derler, erkek atfı yüklerler, onu çözemedim bak. Konu zugzwang bense birazdan Karl Marx’dan başlayıp Hermann Hesse’den çıkacağım sanırım, yazı koyayım dedim gene cıvıdım. Bu ay söz verdim kendime 5 günü geçirmeyeceğim yazı eklemek için, o da en fazla. Çok mu yüklenmişim kendime ki:)) Disipline girmem gerek öyle demeyin, yoksa sarıyor mu bir zugzwang. Böyle kullanılmaz biliyorum da neden olmasın. Zugzwang her yerde. Sevgiler..

 

 

5
Sending
User Review
4.5 (2 votes)

Leave a Reply

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.